Muhatabı doğrudan doğruya meslek kuruluşları olan idari işlemler

33
Kamu Tüzel Kişiliği Niteliğindeki Mesleki Kuruluşları
Kamu Tüzel Kişiliği Niteliğindeki Mesleki Kuruluşları

Muhatabı doğrudan doğruya meslek kuruluşları olan idari işlemler

Kamu Tüzel Kişiliği Niteliğindeki Mesleki Kuruluşları

Muhatabı doğrudan doğruya meslek kuruluşları olan idari işlemlerle ilgili, kuruluşların hem objektif hem de sübjektif dava ehliyetinin varlığı hususunda tartışma doğal olarak yoktur. Genel olarak kendi görev alanlarında ve mesleki konulardaki düzenleyici işlemlerle ilgili olarak da dava açma ehliyetinin kabul edildiği söylenebilir.

Ancak meslek kuruluşlarının görev alanlarının çizilmesi ve buna bağlı olarak da doğrudan kendi mesleki faaliyet alanlarıyla ilgili görülmeyen konularda sübjektif ehliyetin değerlendirilmesi meselesinde farklı yönde yargısal kararlarla karşılaşılmaktadır.

Bununla beraber son zamanlarda bazı davalarda Bölge İdare Mahkemelerinin, ilk derece mahkemelerinin menfaat ihlali koşulu bulunmadığından verdiği ret kararlarını bozduğu örnekler de bulunmaktadır.

Ankara Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesi, Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin Atatürk Orman Çiftliği 1/10000 ölçekli koruma amaçlı nazım imar plan değişikliği kararının ve 1/1000 ölçekli koruma nazım imar planı ile İmrahor Vadisine ilişkin 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı ve İmrahor Vadisi 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı Revizyonu” kararının iptali istemiyle açtıkları davalardaki ehliyetten ret kararlarını şu gerekçe ile bozmuştur: “…gerek çevre, tarih ve kültürel değerlerin korunması, imar uygulamaları gibi kamu yararını ilgilendiren konularda dava açma ehliyetinin geniş yorumlanması sonucunu doğuran Anayasa’nın 56. Maddesi, devletin şehirlerin özelliklerini ve çevre şartlarını gözeten bir planlama çerçevesinde yerleşme yerleri ile bu yerlerdeki yapılaşmaların, plan, fen, sağlık ve çevre şartlarına uygun teşekkülünü sağlamak amacıyla düzenlenmiş olan 3194 sayılı İmar Kanunu’ndaki düzenlemeleri 2872 sayılı Çevre Kanunu’na göre canlıların yaşamları boyunca ilişkilerini sürdürdükleri ve karşılıklı olarak etkileşim içinde bulundukları biyolojik, fiziksel, sosyal, ekonomik ve kültürel ortamın ifade eden çevre ve bu çevrenin korunması gerekse 6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği Kanunu ile davacı odanın başlıca amaçlarını düzenleyen yukarıda yer verilen yönetmeliklerin ilgili maddeleri, plan ve imar uygulamalarının şehircilik esaslarına ve çevre şartlarına uygun yapılmasının sağlanması için faaliyet gösteren TMMOB Mimarlar Odası’nın dava konusu planlama işlemin ‘kamu yararına’ uygunluğu yönünden yargı denetimine tabi tutulması amacıyla açtıkları bu davada dava açma ehliyetlerinin bulunduğu…”.

Bu noktada özellikle baroların durumu dikkat çekicidir. Barolar, 1136 Sayılı Avukatlık Kanunu’nda diğer meslek odalarına nispeten farklı bir misyonla da yükümlenmişlerdir. Sadece mesleğin genel menfaatlerini korumak, üyelerinin ortak ihtiyaçlarını karşılamak ve mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmakla değil, hukukun üstünlüğünün sağlanması konusunda da görevleri vardır.

Bu hususlar özellikle Avukatlık Kanunu’nun 76. ve 95/21. maddede açıkça vurgulanmıştır. Türkiye Barolar Birliği ve barolar da bu maddelere dayanarak pek çok konuda, pek çok dava açmışlardır.

Bu davaların bir kısmında sübjektif dava ehliyetleri olmadığına hükmedilirken bazı davalarda da ehliyetlerinin varlığı kabul edilmiştir.