İptal Davasının Açılması
İptal davaları, yetki, şekil, konu, sebep ve/veya maksat yönlerinden sakat olan idari işlemler sebebiyle menfaatleri ihlal edilenler tarafından işlemi yapan idareye karşı açılan davalardır.
Davacının davadaki hukuki yararı menfaatini ihlal eden idari işlemi iptal ettirmek suretiyle tekrar söz konusu idari işlemden önceki hukuki statüsünü muhafaza etmektir.
Dava Açma Süresi
Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay’da ve İdare Mahkemelerinde 60 ve vergi mahkemelerinde 30 gündür.
Yani genel dava açma süresi İYUK m.7/1’e göre Danıştay ve İdare Mahkemeleri için 60 gün, Vergi Mahkemeleri için 30 gündür. Bununla beraber özel kanunlarında ayrı süreler gösterilen hallerde bu süreler içerisinde dava açılır.
Söz konusu süreler zamanaşımı değil hak düşürücü sürelerdir.
Bu süreler; İdari uyuşmazlıklarda; yazılı bildirimin yapıldığı, Vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezalarından doğan uyuşmazlıklarda: Tahakkuku tahsile bağlı olan vergilerde tahsilatın; tebliğ yapılan hallerde veya tebliğ yerine geçen işlemlerde tebliğin; tevkif yoluyla alınan vergilerde istihkak sahiplerine ödemenin; tescile bağlı vergilerde tescilin yapıldığı ve idarenin dava açması gereken konularda ise ilgili merci veya komisyon kararının idareye geldiği; tarihi izleyen günden başlar. İlanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresi, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlar.
Ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililer, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilirler.
Düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olması bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmaz.
Adresleri belli olmayanlara özel kanunlarındaki hükümlere göre ilan yoluyla bildirim yapılan hallerde, özel kanununda aksine bir hüküm bulunmadıkça süre, son ilan tarihini izleyen günden itibaren on beş gün sonra işlemeye başlar.
Dava açmadan önce ilgili idareye başvurma olanağı
İdari işlemden menfaatleri ihlal olunanlar idareye karşı doğrudan dava açabilecekleri gibi idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebilir.
Bu başvurma, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durdurur.
60 gün içinde idari makamdan bir cevap gelmezse istek reddedilmiş sayılır.
İsteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresi yeniden işlemeye başlar ve başvurma tarihine kadar geçmiş süre de hesaba katılır (İYUK m.12).
İdari Davalarda Genel Yetkili Mahkeme
Genel yetkili idare mahkemesi, dava konusu olan idari işlemi yapan idari merciin bulunduğu yerdeki idare mahkemesidir.
İdari Yargılama Usulü Kanunu’na göre vergi uyuşmazlıklarında yetkili mahkeme:
Uyuşmazlık konusu vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümleri tarh ve tahakkuk ettiren, zam ve cezaları kesen, Gümrük Kanunu’na göre alınması gereken vergilerle Vergi Usul Kanunu gereğince şikâyet yoluyla vergi düzeltme taleplerinin reddine ilişkin işlemlerde; vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümleri tarh ve tahakkuk ettiren, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Kanunun uygulanmasında, ödeme emrini düzenleyen, Diğer uyuşmazlıklarda dava konusu işlemi yapan, dairenin bulunduğu yerdeki vergi mahkemesidir. (İYUK m.37).
Özel Durumlar
İdari Yargılama Usulü Kanunu; kamu görevlileri ile ilgili davalarda, taşınmaz ve taşınır mallara ilişkin idari uyuşmazlıklarda özel hükümler getirmiştir.
a-) Kamu görevlileri ile ilgili idari uyuşmazlıklarda yetki: Kamu görevlilerinin atanması ve nakilleri ile ilgili davalarda yetkili mahkeme, kamu görevlilerinin yeni veya eski görev yeri idare mahkemesidir. Kamu görevlilerinin görevlerine son verilmesi, emekli edilmeleri veya görevden uzaklaştırılmaları ile ilgili davalarda yetkili mahkeme, kamu görevlisinin son görev yaptığı yer idare mahkemesidir. Kamu görevlilerinin görevle ilişkisinin kesilmesi sonucunu doğurmayan disiplin cezaları ile ilerleme, yükselme, sicil, intibak ve diğer özlük ve para-sal hakları ve mahalli idarelerin organları ile bu organların üyelerinin geçici bir tedbir olarak görevden uzaklaştırılmalarıyla ilgili davalarda yetkili mahkeme ilgilinin görevli bulunduğu yer idare mahkemesidir.
b-) Taşınmaz mallara ilişkin idari uyuşmazlıklarda yetki:
1.İmar, kamulaştırma, yıkım, işgal, tahsis, ruhsat ve iskân gibi taşınmaz mallarla ilgili mevzuatın uygulanmasında veya bunlara bağlı her türlü haklara veya kamu mallarına ilişkin idari davalarda yetkili mahkeme taşınmaz malların bulunduğu yer idare mahkemesidir. Köy, belediye ve özel idareleri ilgilendiren mevzuatın uygulanmasına ilişkin davalarla sınır uyuşmazlıklarında yetkili mahkeme, mülki idari birimin, köy, belediye veya mahallenin bulunduğu yahut yeni bağlandığı yer idare mahkemesidir.
c-) Taşınır mallara ilişkin davalarda yetki:
Taşınır mallara ilişkin davalarda yetkili mahkeme, taşınır malın bulunduğu yer idare mahkemesidir (Not: İdari Yargılama Usulü Kanunu’ndaki yetkiye dair bu hükümler kamu düzenindendir.)
İdare ve Vergi Mahkemelerinin yetkisini belirlemeye yönelik yetki sözleşmesi yapılamaz.
İdari işlemden dolayı hem menfaat hem hak ihlali söz konusu ise ne olacak ?
İlgililer haklarını ihlal eden bir idari işlem dolayısıyla Danıştay’a ve idare ve vergi mahkemelerine doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilecekleri gibi ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın veya kanun yollarına başvurulması halinde verilecek kararın tebliği veya bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabilirler.
Bu halde de ilgililerin 11’nci madde uyarınca idareye başvurma hakları saklıdır (İYUK m.12). Örneğin idari işlem sebebiyle hukuki statüsünde değişiklik yaşayan bir kimsenin menfaatinin ihlal edildiği ortadadır.
Bununla beraber ilgili idari işlem sebebiyle maddi zarara uğrama ihtimali de pek yüksektir. İşte bu halde ilgililer İYUK m.12’ye göre idari işlemi iptal ettirmek için iptal davası ve zararının tazmini amacıyla tam yargı davasını birlikte açabilecekleri gibi önce iptal davası açıp bu dava karara bağlandıktan sonra tam yargı davası da açabilecektir.
Burada şüphesiz ki davacının amacı iptal hükmüyle hakkını tespit ettirip tam yargı davasında ispat külfeti bakımından rahatlamaktır.
İdari Davalarda Yargılama Usulü
Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare mahkemeleri ve vergi mahkemelerinde yazılı yargılama usulü uygulanır ve inceleme evrak üzerinde yapılır (İYUK m.1/2).
Yazılı yargılama usulünde davacı dava dilekçesini mahkeme başkanlığına hitaben gönderir, davalı idare cevap dilekçesi, davacı cevaba cevap dilekçesi, davalı idare ise ikinci cevap dilekçesini mahkeme başkanlığına sunar.
Danıştay ile idare ve vergi mahkemelerinde açılan iptal ve tarh edilen vergi, resim ve harçlarla benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları toplamı yirmibeşbin Türk Lirasını aşan vergi davalarında, taraflardan birinin isteği üzerine duruşma yapılır (İYUK m.17/1). İptal davalarında mahkemenin istek üzerine duruşma yapması takdirine bağlı kılınmamıştır.
Duruşma talebi, dava dilekçesi ile cevap ve savunmalarda yapılabilir. Bununla beraber hükümde yer alan kayıtlara bağlı olmaksızın Danıştay, mahkeme ve hâkim kendiliğinden duruşma yapılmasına karar da verebilir. Duruşma yapıldıktan sonra en geç on beş gün içinde karar verilir.
Kural, her idari işlem aleyhine ayrı ayrı dava açılması olmakla birlikte aralarında maddi veya hukuki yönden bağlılık ya da sebep-sonuç ilişkisi bulunan birden fazla işleme karşı bir dilekçe ile de dava açılabilir.
Hak veya menfaatlerinde iştirak bulunması ve davaya yol açan maddi olay veya hukuki sebeplerin aynı olması koşulları mevcutsa birden fazla şahıs ortak dilekçe vermek suretiyle de iptal davası açabilirler.
Üçüncü şahısların davaya katılması, davanın ihbarı, tarafların vekilleri, feragat ve kabul, teminat, mukabil dava, bilirkişi, keşif, delillerin tespiti, yargılama giderleri, adli yardım hallerinde ve duruşma sırasında tarafların mahkemenin sükûnunu ve inzibatını bozacak hareketlerine karşı yapılacak işlemler, elektronik işlemler ile ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla duruşma icrasında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümleri uygulanır.
Ancak davanın ihbarı HMK hükümlerinden farklı olarak Danıştay, mahkeme veya hâkim tarafından re ‘sen yapılır.
İYUK ve yukarıdaki Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa atıfta bulunulan haller saklı kalmak üzere, vergi uyuşmazlıklarının çözümünde Vergi Usul Kanununun ilgili hükümleri uygulanır (İYUK m.31/2).
Yürütmenin Durdurulması
Danıştay’da veya idari mahkemelerde dava açılması dava edilen idari işlemin yürütülmesini kendiliğinden durdurmaz.
Danıştay veya idari mahkemeler;
- İdari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması,
- İdari işlemin açıkça hukuka aykırı olması,
şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda ve teminat karşılığında davalı idarenin savunması alındıktan veya savunma süresi geçtikten sonra gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilirler.
Uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerin yürütülmesi, savunma alındıktan sonra yeniden karar verilmek üzere, idarenin savunması alınmaksızın da durdurulabilir.
Bununla beraber, dava dilekçesi ve eklerinden yürütmenin durdurulması isteminin yerinde olmadığı anlaşılırsa, davalı idarenin savunması alınmaksızın istem reddedilebilir.
Ancak, kamu görevlileri hakkında tesis edilen atama, naklen atama, görev ve unvan değişikliği, geçici veya sürekli görevlendirmelere ilişkin idari işlemler, uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerden sayılmaz.
Bu tip idari işlemlerden menfaatleri ihlal olunan kamu görevlilerinin yürütmenin durdurulması talepleri ancak davalı idarenin savunması alındıktan sonra kabul edilebilir.
Sadece ilgili kanun veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesi hükmünün iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurulduğu gerekçesiyle yürütmenin durdurulması kararı verilemez.
*Vergi uyuşmazlıklarında ise yukarıda açıklanan hükümlerden farklı olarak onlara göre istisna niteliğinde kendi içerisinde ise kural hükümler yer almaktadır. Buna göre kural; vergi mahkemelerinde, vergi uyuşmazlıklarından doğan davaların açılması, tarh edilen vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümlerin ve bunların zam ve cezalarının dava konusu edilen bölümünün tahsil işlemlerini durdurur. Ancak, davacının gösterdiği adrese tebligat yapılamaması halinde, yeni adresin bildirilmesine kadar dava dosyası işlemden kaldırılır ve işlemden kaldırılan vergi davası dosyalarında tahsil işlemi devam eder. Bu şekilde işlemden kaldırılan dosyanın yeniden işleme konulması ile ihtirazı kayıtla verilen beyannameler üzerine yapılan işlemlerle tahsilat işlemlerinden dolayı açılan davalar, tahsil işlemini durdurmaz. Bunlar hakkında yürütmenin durdurulması istenebilir.
Yürütmenin durdurulması kararı verilen dava dosyaları öncelikle incelenir ve karara bağlanır (İYUK m.27/8).
Yürütmenin durdurulmasına dair verilen kararlar on beş gün içinde yazılır ve imzalanır. Yürütmenin durdurulması talebine ilişkin verilen kararlar esasa ilişkin kararlar olmayıp, ara karar mahiyetindedir.
Yürütmenin durdurulması istemleri hakkında verilen kararlar; Danıştay dava dairelerince verilmişse konusuna göre İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurullarına, bölge idare mahkemesi kararlarına karşı en yakın bölge idare mahkemesine, idare ve vergi mahkemeleri ile tek hâkim tarafından verilen kararlara karşı bölge idare mahkemesine kararın tebliğini izleyen günden itibaren yedi gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere itiraz edilebilir.
İtiraz edilen merciler, dosyanın kendisine gelişinden itibaren yedi gün içinde karar vermek zorundadır. İtiraz üzerine verilen kararlar kesindir. Bir üst yargı merciine götürülemez.
Aynı sebeplere dayanılarak ikinci kez yürütmenin durdurulması isteminde bulunulamaz.
Yargı merciinin kararı
İdari yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. İdari mahkemeler; yerindelik denetimi yapamazlar, yürütme görevinin kanunlarda ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremezler.
Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur.
Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez.
Mahkeme kararlarına göre işlem tesis edilmeyen veya eylemde bulunulmayan hallerde idare aleyhine Danıştay ve ilgili idari mahkemede maddi ve manevi tazminat davası açılabilir. Mahkeme kararlarının süresi içinde kamu görevlilerince yerine getirilmemesi hâlinde tazminat davası ancak ilgili idare aleyhine açılabilir.
İdarece ödenecek faiz bakımından Tazminat ve vergi davalarında idarece, mahkeme kararının tebliğ tarihi ile ödeme tarihi arasındaki süreye 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 48 inci maddesine göre belirlenen tecil faizi oranında hesaplanacak faiz ödenir.
Ancak mahkeme kararının davacıya tebliği ile banka hesap numarasının idareye bildirildiği tarih arasında geçecek süre için faiz işlemez.
Kararlara Karşı Başvuru Yolları
İdare ve vergi mahkemelerinin kararlarına karşı, başka kanunlarda farklı bir kanun yolu öngörülmüş olsa dahi, mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir.
Ancak, konusu beş bin Türk lirasını geçmeyen vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemlere karşı açılan iptal davaları hakkında idare ve vergi mahkemelerince verilen kararlar kesin olup, bunlara karşı istinaf yoluna başvurulamaz. Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin İYUK m.46’da sayılan davalar hakkında verdikleri kararlar, temyiz kanun yoluna tabidir.
Temyiz ve istinaflarda duruşma yapılması tarafların istemine ve Danıştay veya ilgili bölge idare mahkemesi kararına bağlıdır.