Sözleşmede Cezai Şart
Ceza koşulu kararlaştırılmışsa, peşin satış bedelinin yüzde onunu aşamaz. Bu madde ile ilgili en önemli istisna işçinin işveren karşısındaki zayıf pozisyonu sebebiyle hizmet sözleşmelerine tek taraflı olarak cezai şart konulamayacağıdır.
Cezanın Miktarı, Geçersizliği Ve İndirilmesi
“Taraflar, cezanın miktarını serbestçe belirleyebilirler.”
Bu madde ile ilgili en önemli istisna işçinin işveren karşısındaki zayıf pozisyonu sebebiyle hizmet sözleşmelerine tek taraflı olarak cezai şart konulamayacağıdır.
Asıl borç herhangi bir sebeple geçersiz ise veya aksi kararlaştırılmadıkça sonradan borçlunun sorumlu tutulamayacağı bir sebeple imkânsız hâle gelmişse, cezanın ifası istenemez.
Ceza koşulunun geçersiz olması veya borçlunun sorumlu tutulamayacağı bir sebeple sonradan imkânsız hâle gelmesi, asıl borcun geçerliliğini etkilemez.
Hakim, aşırı gördüğü ceza koşulunu kendiliğinden indirir.
Cezai şart ile ilgili kanunda düzenlenen maddelerden sadece bu madde emredici nitelikte olup diğerleri ile ilgili aksine düzenleme yapılabilir. (TBK md. 182)
Şekil şartı
Cezai şart, sözleşmelerde tarafların anlaşma koşullarına uyulmaması durumunda ödenmesi gereken önceden belirlenmiş bir tazminat miktarını ifade eder.
Cezai şart, sözleşmeye taraf olan kişilerin, sözleşmede yer alan yükümlülüklerini yerine getirmemeleri veya geciktirmeleri halinde uygulanır.
Cezai şart, genellikle sözleşmelerde, tarafların yükümlülüklerini eksiksiz ve zamanında yerine getirmelerini sağlamak amacıyla yer alır.
Bu tür bir hüküm, sözleşmeye taraf olan kişilere, anlaşma koşullarına uyulmamasının maddi sonuçlar doğurabileceğini hatırlatarak caydırıcı bir etki yaratır.
Cezai şartın uygulanması ve miktarı, sözleşme koşullarına ve yerel yasal düzenlemelere bağlıdır.
Özellikle, cezai şartın orantılı ve makul olması beklenir. Aksi takdirde, mahkemeler, cezai şartı geçersiz sayabilir veya miktarını düşürebilir.
Cezai şart ya asıl sözleşmenin yapıldığı sırada o sözleşmenin bir parçası olarak onun içerisinde yer alır ya da sonradan bağımsız bir sözleşme ile kararlaştırılır.
Kanun cezai şartın tabi olduğu şekil hakkında herhangi bir hüküm içermemekle birlikte, asıl borç için düzenlenen şekil şartının cezai şart için de geçerli olduğu kabul edilmektedir. Örneğin, taşınmazın satışını kuvvetlendirmek için öngörülen cezai şart da satış sözleşmesinin tabi olduğu resmi şekilde yapılmalıdır.
Zararın oluşmaması hali
Alacaklı hiçbir zarara uğramamış olsa bile, kararlaştırılan cezanın ifası gerekir.
Cezai şartın talep edilebilmesi için herhangi bir zararın ispatı şart değildir.
Alacaklının uğradığı zarar kararlaştırılan ceza tutarını aşıyorsa alacaklı, borçlunun kusuru bulunduğunu ispat etmedikçe aşan miktarı isteyemez.
Alacaklının hem uğradığı zararı hem de bu zararın cezai şartı aştığının ispatı gerekmektedir. Emredici bir hüküm olmadığından aksi kararlaştırılabilir.
Dönme cezasında istenemez. İstisnai olarak borçlu adam çalıştırıyor ve zarar çalışanın kusurlarından meydana geldiyse alacaklının ispatı aranmaz. (TBK md. 180)
Cezai şart para olmak zorunda mı?
Ceza koşulunun geçerli olabilmesi için öncelikle geçerli bir asıl borç ilişkisi olmalıdır.
Bunun yanında ceza koşulunun asıl borçtan bağımsız ve parasal bir nitelik taşıması gerekmektedir.
Asıl borç ile ceza arasında fer’ilik ilişkisi olmalıdır ve ceza koşulu, asıl borcun tabi olduğu geçerlilik şekline uygun olarak kararlaştırılmalıdır.
Ceza koşulunun konusunu her türlü edim oluşturabilir.
Verme borçları, yapma borçları ya da yapmama borçları için ceza koşulu kararlaştırılabilir.
TBK madde 182/I’e göre taraflar ceza miktarını da istedikleri gibi kararlaştırabilirler.
Çoğu kere ceza koşulu bir para olarak kararlaştırılsa da, para olması zorunluluğu yoktur.
Ancak gerçektir ki; ceza koşulu kanuna, ahlaka, kişilik haklarına aykırı olmayacaktır. Yine imkânsız olması halinde de hükümsüz olacaktır.
Ceza koşulu bağımlı (fer’i) nitelikte bir edim borcu oluşturur.
Asıl borç ile ceza koşulu arasında bu asli-fer’i borç ilişkisi yoksa artık bir cezai koşuldan değil seçimlik borçtan söz etmek gerekir.
Şekle aykırılık, irade uyuşmaması, hukuka, ahlaka aykırılık nedeniyle baştan itibaren geçersizlik ya da irade bozuklukları nedeniyle iptal nedeniyle asıl edimin doğmaması, ceza koşulunun da ortaya çıkmasını engelleyecektir.
Borcun zamanaşımına uğraması halinde ceza koşulunun artık istenemeyeceği ileri sürülebilir.
Ayrıca borç ifa, ibra, takas nedeniyle ortadan kalkarsa, ceza koşulu muaccel olmadığı sürece, ceza koşulu da ortadan kalkacaktır.