Mirasta Tenkis Davası Nedir?
Tenkis davası, miras bırakanın saklı pay miktarlarını aşarak ölüme bağlı veya sağlar arası yaptığı karşılıksız kazandırmaların yasal sınırı aşan miktarına dair açılan ve önceki duruma etkili ve yenilik doğurucu bir dava türüdür. Malvarlığı üzerinde miras bırakan, sağlığında dilediği gibi tasarrufta bulunma hakkına sahip değildir ve saklı pay sahibi mirasçıların yapılan bu tasarruflar bakımından hakları miras bırakanın ölmesiyle birlikte korunmuştur. Saklı paylı mirasçıların miras hakkı dokunulmayan ve miras bırakanın iradesi ile ortadan kaldırılamayan bir niteliğe sahiptir.
Saklı paylı mirasçılar;
- Miras bırakanın altsoyu,
- Anne ve babası,
- Sağ olan eşidir.
Tenkis davası açma hakkına da sadece saklı paylı mirasçılar sahiptir.
Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 560’ıncı maddesine göre saklı paylarının karşılığını alamayan mirasçılar, miras bırakanın tasarruf edebileceği kısmı aşan tasarruflarının tenkisini dava edebilirler.
O halde tenkis davasını yalnızca saklı paylı mirasçılar açabilecektir.
Tenkis davası, kural olarak saklı pay sahibi mirasçılar tarafından açılsa da TMK’nın 562. maddesindeki hükme göre “Miras bırakan, tasarruf edebileceği kısmı aştığında, saklı payı zedelenen mirasçı, iflâsı hâlinde iflâs dairesinin veya mirasın geçtiği tarihte kendisine karşı ellerinde ödemeden aciz belgesi bulunan alacaklıların ihtarına rağmen tenkis davası açmazsa, iflâs idaresi veya bu alacaklılar, alacaklarının elde edilmesi için gerekli olan oranda ve mirasçıya tanınan süre içinde tenkis davası açabilirler. Mirasçılıktan çıkarılanın çıkarma tasarrufuna itiraz etmemesi durumunda da iflâs idaresi veya alacaklılar, aynı koşullarla tenkis davası açabilirler”. Bu hükümle, saklı paylı mirasçının alacaklılarından çekindiği veya farklı nedenlerle tenkis davası açmaktan kaçındığı hâllerde, alacaklılarına ve iflas dairesine belli koşulların bulunması hâlinde tenkis davası açma imkânı tanınmıştır.
Saklı paylı mirasçılar TMK’nin 505’inci maddesine göre;
- Miras bırakanın altsoyu (kendi çocukları, evlat edindiği çocukları veya bu kişiler miras bırakandan önce öldüyse onların çocukları),
- Miras bırakanın anne ve babası,
- Miras bırakanın eşidir.
Dolayısıyla burada sayılan kişiler haricindeki kimseler tenkis davası açamayacaklardır.
Saklı pay oranları ise TMK’nin 506’ncı maddesine göre;
- Altsoy için yasal miras payının yarısı,
- Ana ve babadan her biri için yasal miras payının dörtte biri,
- Sağ kalan eş için, altsoy veya ana ve baba zümresiyle birlikte mirasçı olması hâlinde yasal miras payının tamamı, diğer hâllerde ise yasal miras payının dörtte üçüdür.
Miras hukukunda saklı pay, miras bırakanın miras hakkına tecavüz eden bazı tasarruflarına karşı korunan, yasal miras payının belirli bir oranıdır. Miras bırakan (muris) bu oranlar üzerinde tasarruf edemez.
Saklı pay sahibi mirasçının saklı pay üzerindeki miras hakkı hiçbir şekilde ortadan kaldırılamaz.
Miras hukukunda saklı pay, Yasal Miras Payı üzerinden hesaplanır. Buna göre saklı paylar;
1. Altsoy ve Mirasta Saklı Pay Hakkı: Miras bırakanın altsoyu için yasal miras payının yarısı (1/2’si) saklı pay olarak kabul edilir. Örneğin, ölümünden sonra mirasçı olarak üç çocuğu ve eşi kalan miras bırakan (muris) tüm malvarlığını vasiyetname yoluyla eşine bıraksa dahi paylaşım mirasçıların saklı payı dikkate alınarak yapılacaktır. Bu durumda her bir çocuğun yasal miras payı 1/4’tür, her bir çocuğun saklı pay oranı da 1/2 olduğundan, muris (miras bırakan) tüm malvarlığını eşe bıraksa dahi her bir çocuğun mirasın 1/8’i oranında miras hakkı vardır, muris (miras bırakan) bu saklı paya dokunamaz. Somut örneğimizde, miras bırakan, tüm malvarlığını eşine bırakmasaydı her biri 1/4 oranında yasal miras hakkına sahip olabilecek çocuklar, murisin tüm malvarlığını eşine bırakması halinde 1/8 oranında mirasta pay sahibi olacaktır.
2. Anne-Baba ve Mirasta Saklı Pay Hakları: Ana ve babanın her biri için yasal miras payının dörtte biri(1/4’ü) saklı pay olarak kabul edilir.
3. Sağ Kalan Eş İçin Saklı Pay: Sağ kalan eş için altsoy ile birlikte (1. Zümre) veya ana-baba ile birlikte (2. Zümre) mirasçı olması durumunda yasal miras payının tamamı; diğer durumlarda yani tek başına veya 3. Zümre ile birlikte mirasçı ise burada da yasal miras payının dörtte üçü (3/4’ü) saklı pay olarak kabul edilmiştir.
(*Not:
- 1.1.2002 tarihinden önce gerçekleşen ölümlerde miras paylarının ve saklı payların belirlenmesinde eski sisteme göre paylaştırma ve saklı paylar hesaplanır. Bu tarihten önceki sistemde bu oranlar farklıdır.
- 10.05.2007 tarihine kadar saklı paylı mirasçı olarak sayılan kardeşler için de bu tarihten önce gerçekleşen ölümlerde, açılan davalarda saklı payları göz önünde tutulacaktır. Eğer 10.05.2007 tarihinden sonra ölüm gerçekleşmiş ise kardeşlerin saklı payları hesaplanmayacaktır.)
Çok karıştırılan hususlardan birisi de Tenkise konu tasarrufun 1.1.2002 tarihinden önce yapılmış olması onu Eski Medeni kanuna tabi kılmaz. Önemli olan miras bırakanın ölüm tarihidir. Miras bırakanın saklı payları dikkate almadan serbestçe sağlığında yaptığı tasarruflar ve kazandırmalar kendiliğinden hükümsüz hale gelmeyeceğinden bunları saklı pay hakkı bulunan mirasçılarca dava edilmesi gerekir. Bu davaya da “tenkis davası” denilmektedir. Burada tasarrufların iptali değil, yasal sınıra çekilerek kapsamının mahkeme kararı ile değiştirilmesi amaçlanır. Böylece saklı pay miktarları bakımından miras bırakanın yaptığı tasarruf işlemlerinde değişiklik meydana gelir.
Tenkis talebi, dava yoluyla veya def’i ileri sürülerek de yapılabilir. Davanın açılması için dört koşul aranır;
- Miras bırakan ölmüş olmalı ve miras kalması söz konusu olması,
- Miras bırakanın mirasta yapabileceği tasarruflarına ilişkin kanuni oranı aşması,
- Saklı paylı mirasçıların haklarının zedelenmiş olması,
- Kazandırma ve tasarruflar karşılıksız yapılmış olmalıdır.
Tenkise tabi kazandırmaların bir kısmı ölüme bağlı bir kısmı da miras bırakanın sağlığında yapılmış olabilir. Ölüme bağlı kazandırmaların tamamı mutlak anlamda tenkise tabi iken sağlar arası yapılanlar sınırlı bir şekilde tenkise tabi tutulur.
Ölüme bağlı tasarruflar dört başlık halinde TMK Md. 565’te düzenlenmiştir:
- Miras bırakanın, mirasçılık sıfatını kaybeden yasal mirasçıya miras payına mahsuben yapmış olduğu sağlar arası kazandırmalar, geri verilmemek kaydıyla altsoyuna malvarlığı devri veya borçtan kurtarma yoluyla yaptığı kazandırmalar ya da alışılmışın dışında verilen çeyiz ve kuruluş sermayesi,
- Miras haklarının ölümden önce tasfiyesi maksadıyla yapılan kazandırmalar,
- Miras bırakanın serbestçe dönme hakkını saklı tutarak yaptığı bağışlamalar ve ölümünden önceki bir yıl içinde âdet üzere verilen hediyeler dışında yapmış olduğu bağışlamalar,
- Miras bırakanın saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacıyla yaptığı açık olan kazandırmalar.
Tenkis davası saklı pay mirasçıları tarafından açılabilir. Bu dava, miras bırakanın son yerleşim yerindeki Asliye Hukuk Mahkemesinde açılır. Bu dava Yazılı yargılama usulüne tabi bir davadır.
Tenkis davası açılması bakımından TMK Md. 571 gereğince iki ayrı süre öngörülmüştür:
- Mirasçıların saklı paylarının zedelendiği öğrendikleri tarihten itibaren 1 YIL,
- Her halde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın açılması tarihinin üzerinden 10 YIL geçmekle,
Dava hakkı düşer. Bu süreler ancak miras bırakanın ölmesi ile işlemeye başlar.
Yargıtay’a göre de Miras hukukunda yer alan tenkis davası miras bırakanın, saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası karşılıksız kazandırmalarının hukuki alana çekilmesini amaçlayan ve geçmişe yönelik yenilik doğurucu etkili (inşai) davalardandır (Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2012/701, 2012/3648- 29.03.2012). Malvarlığı üzerinde miras bırakan, sağlığında dilediği gibi tasarrufta bulunma hakkına sahip değildir ve saklı pay sahibi mirasçıların yapılan bu tasarruflar bakımından hakları miras bırakanın ölmesiyle birlikte korunmuştur. Saklı paylı mirasçıların miras hakkı dokunulmayan ve miras bırakanın iradesi ile ortadan kaldırılamayan bir niteliğe sahiptir.